Üretken Olmak (17 Ekim 2018)
İnsan için üretmek denilince, var oluşumuzdan bu yana insanın aslında içgüdülerine yenik düşerek geliştirdiği ve üstüne eklemeler yaparak vardığı tüm fikirler, analizler, aletler, makineler kısaca insani ürünler gelir aklımıza… Bunların ötesinde de dikkat etmemiz gereken husus, yeryüzündeki her canlı üretmek için var olmuş iken, yine üretmemeyi seçebilen tek canlı da insanoğludur.
Bu noktada aklınıza “Parazitlerin ne gibi bir üretimi olabilir?” benzeri düşünceler gelebilir, ancak abes gelse de aslında üremek ve yeri geldiğinde avlanmak da üretimdir. Düşünürseniz vahşi doğada tüm canlıların beraber yaşayabilmesinin tek yolu popülasyonların dengede kalmasıdır ki, yine insanoğlu bu kuralı haddinden fazla esneterek kendisi ile beraber diğer tüm canlıların canına mal olmaya doğru ilerlemektedir. Yine de endişelenilecek pek bir şey yok çünkü bu kurallar ne kadar esnetilebilinse de netice ÇOĞUNLUKLA değişmiyor. Yarın günümüzün vebasının yayılmayacağının yahut üçüncü dünya savaşının patlak vermeyeceğinin hiç bir teminatı yoktur. Bakınız 1347 ile 1351 yılları arasında sadece 4 yıl içerisinde yüz milyon insan vebadan ölmüştür. Demek oluyor ki asıl yanılgı bu tarz bir felaketin başımıza gelmeyeceği düşüncesidir.
Bu noktada konuyu fazla dağıtmadan, üretkenliğe bir kavram atamamız gerekecektir. Mesela buna yani bizim bildiğimiz şekli ile olan üretkenliğe “Pozitif üretkenlik” diyelim. Peki benim bu site ile yaptığım bilgi paylaşımı pozitif üretkenlik mi? Senin için evet… Ancak art niyetli biri için de, onun perspektifinde baktığımızda cevap yine evet. Kimse bomba yapmak için doğmaz neticede değil mi? Yani sizin bu siteden aldığınız otomatik tetikleyici devresini yarın kötü amaçlar için kullanmayacağınızın bir garantisi, hiç bir zaman için yoktur. Belirtmek istediğim konu şu ki; Adına aldanarak “pozitif üretkenlik” dediğimiz kavramın iyi ya da kötü bir şey olmadığı!
Söz konusu bizim yaptığımız çalışmalar ise evet bizler de aslında pozitif üretkenlik yapıyoruz. Sonucunu kısmen kestirebildiğimiz varsayımsal gelecekler için çabalıyoruz. Çocuğunuzu iyi bir gelecek için okula gönderirsiniz, ancak onun okula gittiği için herhangi bir kötü alışkanlık edinmeyeceğinden asla emin olmazsınız. Ya da okul yerine doğayla iç içe bıraksanız dahi olmayacağından. Ben de bu kavram çerçevesinde kendimi pozitif üretici olarak görmekteyim. Güzel vatanımın güzel üretkenlerine, donanımlarını arttırmaları için hayatımın çeşitli evrelerinde yaptığım iyi veya kötü çalışmaların bir kısmını, üstlerine bir şeyler katarak daha iyilerini yapmaları amacı ile paylaşıyorum. Asla ve asla gençlerin kopyala yapıştır ile derslerinde ödev olarak sunmaları için değil!
Son olarak ise gelelim üretkenliğin önemine; Tarih gösteriyor ki insanoğlu topluluklar içerisinde yaşayıp daima bir rekabet içerisinde olmuştur. Bu rekabet ise hiçbir zaman için tek kişilik bir mücadele olmamıştır ve daha da ilginci ise hep sandıklarının aksine bu rekabet birbirleri arasında da olmamış ve olmayacaktır. Bu rekabet insanoğlunun kendisini ispat sürecidir. Bundan yola çıkarak üreteceğiniz HER TÜRLÜ DÜŞÜNCE başka bir kapıya uzanan anahtar olabilir. Belki de yazdığınız bir parça kod, yaptığınız bir tablo çektiğiniz bir fotoğraf ya da kaldırıma yerleştirdiğiniz bir taş parçası, bahçenize diktiğiniz çiçek, evrenin kaotik yapısını sorgulaması gereken kişiye bunu sorgulatacaktır. Varsın anahtarı tutan değil tutturan olun, kapıya varan değil kapıyı gösteren olun. Gün gelir bir başkası da size kendinize sormanız gereken soruyu sordurur.
Şimdi zahmet edip bu yazıyı okuyan herkesi pozitif üretkenliğe davet ediyorum. Başlangıç olarak da bir yerde bir konu hakkında birkaç bilgi veya düşüncenizi, çiziminizi, ya da çekiminizi kısaca sizi pozitif üretken yapan bir ürünü paylaşıp bu paylaşıma ait linki bana iletebilirsiniz. Bana karşı yapıcı eleştiride bulunabilirsiniz. Bu beni gerçekten mutlu eder. Teşekkürler